Allâh’a hamt, Allâh’ın Resulüne salât ve selâm olsun
O, Adnân oğlu Ma’ad oğlu Nizar oğlu Mudar oğlu İlyâs oğlu Mudrike oğlu Huzeyme oğlu Kinâne oğlu Nadr oğlu Mâlik oğlu Fihr -ki Kuraşî batınlar ona isnat edilir ve ondan sonra üste doğru Kinani gelir birçoklarının meylettiği ve kabul ettiği gibi- oğlu Ğâlib oğlu Luey oğlu Kâ’b oğlu Murra oğlu Kilâb oğlu Kusay -ki onun adı Zeyd’dir- oğlu Abdumenâf -ki onun adı Muğîra’dır- oğlu Hâşim -ki onun adı Amr’dır- oğlu Abdulmuttalib -ki onun adı Şeybetu’l-Hamd’dır, güzel hasletleri övülmüştür- oğlu Abdullâh oğlu Efendimiz Muhammeddir (sallallâhu aleyhi ve sellem).
Vehbın kızı Âmine validemiz, Receb ayının ilk gecesinde Cuma akşamı Allâh’ın Resulüne hamile kalmıştır. Muhakkak ki Âmine validemiz Allâh’ın Resulüne hamile kaldığında karnındakine saygılı olmak için kuşların, yakınından ayrılmadıklarını görürdü. Su çıkarmak için bir kuyuya gelseydi su, Allâh’ın Resulüne saygılı olmak ve yüceltmek için kuyunun başına çıkardı. Dolayısıyla bunu, eşi Abdullâh’a bildirmiştir. O da bunun üzerine: “Bu karnındaki doğacak olanın üstünlüğüdür” demiştir. Âmine devam ederek şöyle demiştir: “Etrafımda Meleklerin tesbihlerini (Subhânellâh dediklerini) duyuyordum ve birinin: ‘Bu Efendi Resulün nurudur’ dediğini duydum. Sonra rüyamda üzerlerinde parlayan yıldızların bulunduğu bir ağaç gördüm aralarında nuru hepsini aydınlatmış bulunan şahane bir yıldız vardı. Onun nuruna ve pırıldamasına baktığım sırada kucağıma düşüvermiştir. Görünmeyerek birinin: ‘Bu Efendi Resul olan Nebiy’dir’ dediğni duydum. Sonra beraberinde yeşil bir kağıt bulunduran bir melek yanıma gelerek şöyle demiştir: ‘Muhakkak ki sen Resüllerin efendisine ve müminlerin Nebiyyine hamile kaldın’” Vehbın kızı Âmine validemiz şöyle demiştir: “Onu doğurduğumda onu parmağı ile işaret eder halde başını göğe kaldırmış olarak gördüm” Böylece Cibril onu yanına aldı ve Melekler onunla uçmuşlar, Mikâîl onu cennetten olan bir giysi içinde sarıp Rıdvâna vermiş o da kuşun yavrusuna yedirdiği gibi ona yedirmiştir. Ona bakarken de sanki: ‘Daha fazla ver’ diyor gibiydi. Rıdvân da ona: ‘Yeter sana ya Habibellâh … Kim senin makaleni söyler ve şeriatına tabi olursa o yarın (ahirette) senin zümrende haşrolunur. Bu arada bir münadi şöyle nida eder: ‘Onu arzın doğu ve batı tarafları olmak üzere dolandırın, ona Peygamberlerin doğum yerlerini gösterin, ona Âdem’in savfetini, Şîs’in marifetini, Nûh’un kalp inceliğini, İbrâhîm’in dostluğunu, İshâk’ın rızasını, İsmâil’in fasihliğini, Lukmân’ın hikmetini, Eyyûb’un sabrını, Dâvud’un nağmesini, Mûsâ’nın kuvvetini, İsâ’nın zühdünü, Suleymân’ın anlayışını, Danyel’in tabibliğini, İlyâs’ın vakarını, Yahyâ’nın ismetini ve Zekeriyyâ’nın kabulünü verin, onu tüm Peygamberlerin ahlakına daldırın ve onu âlemlerin gözlerinden gizleyin o ki âlemlerin Rabbinin habibidir.” Onu kucaklayan kucağa müjdeler olsun, onu emziren memeye müjdeler olsun ve onun oturduğu eve müjdeler olsun. Daha sonra Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) süt kardeşi ile otlağa çıkarlardı. Varid olduğu gibi günlerin birinde beraberinde Mikâîl (aleyhisselâm) bulunarak Cibril (aleyhisselâm) gelip onu yere yatırmışlar, onun göğsünü yarmış, kalbini zemzem, kar ve dolu suyu ile yıkamışlar ve Zu’l-celali Ve’l-ikram’ın (Celal ve ikram ile vasıflanan Allâh’ın) izniyle de dikmişler ve sırtına anında nubüvvet mührünü mühürlemişlerdir. Bunun üzerine kardeşi onun için endişelenip annesinin yanına gidip önünde yere düşüvermiş ve Resulullâh’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) haberini ve Melekleri bildirmiştir. Böylece Halime artık onun için endişelendi, onu annesine geri vererek teslim etti ve kendisinin ve onun başından ne geçtiğini anlatmıştır. Bunun üzerine de annesi şöyle demiştir: “Benim oğlum zarar görecek değildir muhakkak ki Allâh onu cinlere ve insanlara karşı koruyacaktır”
Sunna Files Free Newsletter - اشترك في جريدتنا المجانية
Stay updated with our latest reports, news, designs, and more by subscribing to our newsletter! Delivered straight to your inbox twice a month, our newsletter keeps you in the loop with the most important updates from our website