Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Şehadet ederim ki Allâh’tan başka İlâh yoktur. O; tektir, ortağı yoktur. O’nun benzeri yoktur. O’nun mekânı yoktur. O’ndan başka Yaratıcı yoktur. Yine şehadet ederim ki efendimiz, sevgilimiz, yücemiz, rehberimiz ve gözümüzün nuru Muḥammed ﷺ O’nun Rasûlü ve en sevgili kuludur. O ﷺ, risaleti tebliğ etmiş, emaneti yerine getirmiş ve ümmete nasihatta bulunmuştur. Allâh, onu diğer peygamberleri mükâfatlandırdığı şeylerden daha fazlası ile mükâfatlandırsın. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ve diğer peygamberlere olsun.
Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim. O’na karşı takvalı olun ve O’ndan hakkıyla korkun ve ancak Müslüman olarak ölün.
Allâh-u Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor:
﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ ءَامَنُوا إِذَا نُودِيَ لِلصَّلاةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ﴾
Manası: Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığında hemen Allâh’ın zikrine (namaza) koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilirseniz! Bu sizin için daha hayırlıdır. (El-Cumuah suresi, 9. ayet)
Allâh’ın Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) ise şöyle buyurmuştur:
خَيْرُ يَوْمٍ طَلَعَتْ عَلَيْهِ الشَّمْسُ يَوْمُ الْجُمُعَةِ
Manası: Üzerine güneşin doğduğu (haftanın) en hayırlı gün, cuma günüdür. (Muslim)
Sunna Files Free Newsletter - اشترك في جريدتنا المجانية
Stay updated with our latest reports, news, designs, and more by subscribing to our newsletter! Delivered straight to your inbox twice a month, our newsletter keeps you in the loop with the most important updates from our website
Rasûlullâh başka bir hadiste ise şöyle buyurmuştur:
الصَّلَوَاتُ الْخَمْسُ وَالْجُمُعَةُ إِلَى الْجُمُعَةِ وَرَمَضَانُ إِلَى رَمَضَانَ مُكَفِّرَاتٌ مَا بَيْنَهُنَّ إِذَا اجْتُنِبَتِ الْكَبَائِرُ
Manası: Beş vakit namaz, cuma namazı gelecek cuma namazına kadar ve Ramadân gelecek Ramadân‘a kadar küçük günahların affolunmasına sebep olur. (Muslim)
Müslüman kardeşim; bil ki cuma namazı yüce olan hususlardandır. Cuma namazı, kılındığı yerde ikamet eden ve mazeretsiz olan her mükellef Müslüman erkeğe farzdır.
Cuma namazının faziletlerinden birisi de, cuma namazından gelecek cuma namazına kadar işlenilen küçük günahların affolunmasına sebep olmasıdır. Bu ise cuma namazını rükünlerine ve sünnetlerine göre eda eden kimse için geçerlidir. Cuma guslü niyetiyle gusül almak da cuma namazının sünnetlerindendir. Bu guslün vakti cuma günü fecri sadığın doğmasıyla başlar. Allâh’ın Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu konu ile alakalı şöyle buyurmuştur:
غُسْلُ الْجُمُعَةِ وَاجِبٌ عَلَى كُلِّ مُحْتَـلِمٍ
Manası: Cuma guslü her buluğa erene sünneti müekkededir. (Muslim ve Buhari)
Vacibin buradaki manası, sünnet-i müekkededir. Cuma namazını, özürsüz olarak cuma guslü almadan kılmak, cuma namazının sevabına tesir eder.
İnsanın cuma namazı için en iyi elbisesini giymesi de sünnettir. Elbiselerin en güzeli de temiz ve beyaz olanıdır. Tırnakları kesmek ve güzel koku sürünmek de sünnettir. Güzel koku kalbi ferahlatır ve melekleri sevindirir. İmam hutbeye başlamadan önce erkenden cuma namazını kılmak için camide bulunmak gerekir. Camiye ne kadar erken gidilirse sevabı da o kadar yüce ve büyük olur.
Rasûlullâh (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
مَنِ اغْتَسَلَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ غُسْلَ الْجَنَابَةِ (وليسَ الْمَقصُودُ أَنْ يَنوِيَ رَفْعَ الحدَثِ الأَكبَرِ أَوِ الجنابَةِ إِنْ لَمْ يَكُنْ جُنُبًا) ثُمَّ رَاحَ فَكَأَنَّمَا قَرَّبَ بَدَنَةً وَمَنْ رَاحَ فِي السَّاعَةِ الثَّانِيَةِ فَكَأَنَّمَا قَرَّبَ بَقَرَةً وَمَنْ رَاحَ فِي السَّاعَةِ الثَّالِثَةِ فَكَأَنَّمَا قَرَّبَ كَبْشًا أَقْرَنَ وَمَنْ رَاحَ فِي السَّاعَةِ الرَّابِعَةِ فَكَأَنَّمَا قَرَّبَ دَجَاجَةً وَمَنْ رَاحَ فِي السَّاعَةِ الْخَامِسَةِ فَكَأَنَّمَا قَرَّبَ بَيْضَةً فَإِذَا خَرَجَ الإِمَامُ حَضَرَتِ الْمَلائِكَةُ يَسْتَمِعُونَ الذِّكْرَ
Manası: Kim cuma günü gusüleder (cünüp değilse büyük hadesi kaldırmaya veya cenabeti kaldırmaya niyet etmez), sonra cumaya giderse sanki bir dişi deve kurban etmiş gibi olur. Kim ikinci saatte giderse bir sığır kurban etmiş gibi olur. Kim üçüncü saatte giderse boynuzlu bir davar kurban etmiş gibi olur. Kim dördüncü saatte giderse bir tavuk kurban etmiş gibi olur. Kim beşinci saatte giderse bir yumurta sadaka vermiş gibi olur. İmam (hutbeye) çıkınca melekler hazır olur, zikri dinlerler.
Ey Müslüman kardeşim; mescide geldiğinde iki rekât Tahiyyetu’l Mescid namazını kıl. Bu, sünnet-i müekkededir. Rasûlullâh (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
إِذَا دَخَلَ أَحَدُكُمُ الْمَسْجِدَ فَلا يَجْلِسْ حَتَّى يُصَلِّيَ رَكْعَتَيْنِ
Manası: Sizden biriniz mescide girdiği zaman, iki rekât namaz kılmadan oturmasın. (Muslim ve Buhari)
İmam hutbeye başladığında konuşmayı bırakıp imamı dinle. Hutbe esnasında konuşan mekruh işlemiş olur ve kıldığı cuma namazının sevabı yoktur. Bu durumda cuma namazını eda etmesi ile ancak üzerinden farz düşer. Yanındaki seninle konuşsa dahi ona sus diyerek cevap verme, susmasına işaret et. Rasûlullâh (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
إِذَا قُلْتَ لِصَاحِبِكَ أَنْصِتْ وَالإِمَامُ يَخْطُبُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَقَدْ لَغَوْتَ
Manası: Eğer yanındakine cuma günü imam hutbede iken “Sus!” dersen hoş olmayan bir sözde bulunmuş olursun.
Eğer insan imam hutbe verirken konuşursa hoş olmayan bir davranışta bulunmuş olur ve cumanın faziletini kaçırmış olur. O halde hutbe verilirken hocayı dinlemek gerekir.
Bil ki, cuma gününde öyle bir vakit vardır ki insan Rabbine dua ettiğinde Allâh o vakitte o insanın duasını kabul eder. Rasûlullâh (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
فِيهَا سَاعَةٌ لا يُوَافِقُهَا عَبْدٌ مُسْلِمٌ وَهُوَ قَائِمٌ يُصَلِّي يَسْأَلُ اللهَ شَيْئًا إِلا أَعْطَاهُ إِيَّاهُ
Manası: Cuma gününde bir zaman vardır ki, şayet bir Müslüman namaz kılarken o vakte rastlar da Allâh’tan bir şey isterse, Allâh ona dilediğini verir.
O hâlde cuma günü dua etmeyi, aynı şekilde özellikle ikindi vaktinde Rasûlullâh’a salavat getirmeyi de çoğalt. Rasûlullâh (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
مَنْ صَلَّى عَلَيَّ ثَمَانِينَ مَرَّةً عَصْرَ يَوْمِ الْجُمُعَةِ غَفَرَ اللهُ لَهُ ذُنُوبَ ثَمَانِينَ سَنَةٍ
Manası: Cuma günü ikinde vaktinde kim bana seksen kere salavat getirirse seksen yıllık günahı bağışlanır. (Sehavi)
Sizler ve kendim için Allâh’a istiğfar ederim.
İkinci Hutbe
Ḥamd Allâh’adır. O’na ḥamdeder, O’ndan yardım ve bizleri hidayette sabit kılmasını dileriz. O’na şükreder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allâh’a sığınırız. Allâh’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz ve Allâh’ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allâh’ın salât ve selâmı efendimiz Muḥammed’e ﷺ ve diğer peygamberlere olsun. Allâh mü’minlerin vâlidelerinden, Âl’den ve raşit halifeler Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali, rehber imamları Ebu Hanife, Malik, Eş-Şafii ve Ahmed ve evliyalardan ve salihlerden razı olsun.
Ey Allâh’ın kulları, sizlere ve kendime her şeye kâdir olan yüce Allâh’a karşı takvalı olmayı ve Rasûlünün yolundan gitmeyi tavsiye ederim.
Müslüman kardeşlerim! Şunu da bilin ki, Allâh sizlere büyük bir husus olan O’nun peygamberine ﷺ salât ve selâm getirmeyi emretmiştir.
Allâh’ım! Efendimiz İbrâhîm’in ve İbrâhîm’in Âl’inin mertebelerini yücelttiğin gibi peygamber efendimiz Muḥammed’in ve Muḥammed’in Âl’inin mertebelerini yücelt. Şüphesiz Sen kâmil Kudret ve Rahmet ile vasıflanansın ve övülmeye layıksın.
Allâh’ım! Efendimiz İbrâhîm’e ve İbrâhîm’in Âl’ine bereket verdiğin gibi peygamber efendimiz Muḥammed’e ve Muḥammed’in Âl’ine bereket ver. Şüphesiz Sen kâmil Kudret ve Rahmet ile vasıflanansın ve övülmeye layıksın.
Allâh-u Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor:
﴿يا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُـوا رَبَّكُـمْ إِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَىْءٌ عَظِيمٌ (1)يَوْمَ تَرَوْنَها تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وتَرَى النَّاسَ سُكارَى وَمَا هُمْ بِسُكَارَى وَلكنَّ عَذَابَ اللهِ شَدِيدٌ(2) ﴾
Manası: Ey insanlar! Rabbinize karşı takva sahibi olun! Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir. Onu gördüğünüz gün, eğer emzikli bir kadın olsaydı emzirdiği çocuğu unuturdu ve eğer gebe bir kadın olsaydı çocuğunu düşürürdü. İnsanları adeta sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allâh’ın azabı çok şiddetlidir! (El-Ḥacc suresi, 1. ve 2. ayetler)
Dua:
Allâh’ım Senden dilekte bulunuyoruz dualarımızı kabul eyle. Allâh’ım günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Allâh’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru. Allâh’ım kusurlarımızı, ayıplarımızı setreyle. Âmîn.